Whisky ve Epsilon Konseri
Tepebaşı Gazinosu’nda gerçekleşen konserin organizasyonunu Whisky üstlenirken, ses tesisatını Devil grubu sağlamıştı. Seyirciler arasında Devil ve Grup Leopar üyeleri ile Asım Can Gündüz de vardı. Epsilon grubu sahneye Erhan Şakar, Ayhan Odabaş, Onur Toparlak, Erkan Yamak ve Murat Yıldırım’dan oluşan kadrosuyla çıktı. “Yalan”, “Arabesk Rock”, “Ben Ölünce”, “Bir Dağın Zirvesi” ve “Havalı Nejat” adlı şarkılarını çalan grup, Hey dergisine göre rock müzik yaptığı son konserini veriyordu. Gerekçe ise “rock müziğin Türkiye’deki çarpık gelişiminin yanı sıra seyirci kitlesinin de dejenere oluşu” idi. Diğer taraftan Whisky artık yavaş yavaş seyirci tarafından da bilinmeye başlayan klasik şarkılarını söyledi. Davulda Kamil Özaydın, basta Ümit Altın ve gitar ile vokalde Serdar Çokuslu kadrosuyla sahne alan grup, “Bak Biz Genciz”, “Bırak Gitsin”, “Fukara”, “Bok Kokuyor”, “Rüşvet”, “Lütfen”, “Rock’n’Roll’u Bir Dinle”, “Babaanne”, “Kızlar”, “Suratsız Neşe” ve “Haydi Rock’n’Roll” adlı şarkıları seyircilere çaldı.
Ses dergisi haberi
Ses dergisinde Devil ve Whisky’nin yakın gelecekteki konser planlarını anlatan haber, bu konserlerle ilgili herhangi bir tarih ve İstanbul dışı şehir bilgisi vermiyor.
Leopar Konseri
Önceki ay Whisky konserinde seyircilerin arasında yer alan Grup Leopar elemanları, 7 Nisan gününde bu isimle ilk defa sahneye çıktı. Cem Fırat (vokal), Aslan Demir (davul), Erman Murat (bas), Talat Çerman (ritim gitar) ve Turgay Çevikkan’dan (solo gitar) oluşan grup Hey dergisinden bol miktarda eleştiri topladı. Gruba üç kadından oluşan bir vokal topluluğu eşlik etmekteydi. Farklı tarzlarda besteler çaldılar. Mesela “Yaşamıyorum”, “Unutmadım”, “Dünyayla Anlaşamıyorum” ve “Seni Hatırlarım” pop tarzındayken, “Sevgiye” ve “Gelecek Günler” folk usulü bestelenmişti. Bunları pop-arabesk tadındaki “Bedbaht” ve “Al Canımı Allah’ım” şarkıları izledi. Konseri izleyen Asım Can Gündüz’e “Nasıl buldun konseri?” sorusunu yönelten Hey muhabirinin aldığı cevap “Daha bulamadım abi” idi. Konserin ikinci yarısında şarkılar devam etti: “Leopar”, “Yıkılmaz adam”, “Severek Yaşayalım”, “O günler” ve “Gel”. Grubun tarzındaki bu çeşitlilik örneğin bir Asım Can Gündüz gibi bilinçli bir varyete olarak düzenlenmemişti, daha ziyade kararsızlıktan kaynaklanıyordu. Öyle ki vokalist Cem Fırat “Türümüzü dinleyici belirleyecek ve biz o türe yöneleceğiz” şeklinde bir demeç verdi. Konser sonunda Asım Can Gündüz’e konseri bulup bulamadığını sorduklarında Asım Can Gündüz “Üç güzel vokalist kız buldum abi, bana nota öğreteceklermiş. Şimdi yanlarına gidiyorum” cevabını verdi.
Avcılar Tayfası gazetede (2)
Birkaç hafta önceki Taksim röportajının ardından Avcılar Tayfası’ndan heavy metal dinleyicileri bir kere daha gazetede fotoğrafla yer aldılar. Yazıda ise İstanbul’un farklı çevrelerinden isimlerle soru-cevaplar var. Gazetenin cımbızladığı cümlelere göre henüz heavy metal bir hayat tarzı olarak değil, gelip geçici bir heves olarak görülüyor dinleyiciler tarafından. Örneğin yazının şu kısmı biraz üzücü: “Batıda, topluma tepkiler, bu toplumun içinde, ama kurulu düzeni ve ilişkileri reddeden; bu anlamda toplum-dışı ilişkilerin üretildiği ‘alt kültürlerin’ oluşmasına yol açıyor. Oysa, Türkiye’de ‘Avrupalı yaşıtlarına benzemeye çalışan’ gençlerin ‘toplum-dışılıkları’ yalnızca giysilerde. Heavy Metalciliği ‘yaş icabı’ olarak değerlendiren bu gençler ‘büyüdüklerinde’ ailelerinin, toplumun kendilerinden beklediği konumu kabul etmeye hazırlar.’
Yeni Asır gazetesi haberi
80’lerde basın gençlere, özellikle heavy metal dinleyicilerine “tedavi edilmesi gereken insan” hassasiyetiyle yaklaşıyordu. 90’larda Whisky grubunun menajerliğini üstlenecek olan, 80’lerde ise Whisky hakkında çokça haber yapan Bülent Şar’ın kaleme aldığı ekteki yazı oldukça “korumacı ebeveyn” tavrında.