Parmağınız veya fare imleciniz ile sağa-sola kaydırarak olaylar arasında geçiş yapabilirsiniz.
Bu arada kitabımızı okudunuz mu?
Onyedi Gençlik Festivali
Onyedi dergisinin düzenlediği Gençlik Festivali 1-5 Haziran 1983 tarihlerinde Budak Sineması’nda gerçekleşti. Festivalde konumuzla alakalı olarak Ra’nın sahne aldığını biliyoruz.
Pentagram Danimarka’da
Pentagram da üç adet konser vermek üzere 21 Nisan’da Danimarka yolcusuydu. Ancak seyahatleri üç adet konser için biraz uzundu, yaklaşık bir ay boyunca orada kaldılar. Aslında oradaki bir Türk kültür derneğinin katkılarıyla bu organizasyon gerçekleşmişti. Kafilede Pentagram’ın yanı sıra Tarık Akan gibi ünlü isimler, halk oyunları, Karagöz ve Hacivat oynatan bir çift de bulunmaktaydı. Pentagram’ın İskoçyalı heavy metal grubu Nazareth ile konser vermesi için bir organizasyon ayarlanmıştı ancak Nazareth tarafında ortaya çıkan hastalık durumları sebebiyle Pentagram için başka konserler organize edildi.
Bu konuk performans sonrasında Danimarka’daki ilk gerçek konser, sokaktaki postere göre 27 Nisan’da, 26 Haziran tarihli Rock Kazanı’ndaki Cenk Ünnü imzalı yazıya göre 30 Nisan’da Kopenhag’ın göbeğinde bulunan Backfisch adlı mekanda gerçekleşti. İkinci konser ise 6 Mayıs’taydı, bu sefer mekan yine Kopenhag içerisindeki Stengade adlı, bugün de varlığını sürdüren canlı müzik mekanıydı. Son konseri ise Mayıs ayının bilinmeyen bir gününde Kopenhag’a birkaç saat uzaklıktaki Esbjerg kentinde verdiler.
Asansör ve Painted Bird konseri
İzleyiciler arasında bulunan Kamil Özaydın ve Nejat Yavaşoğulları, ilk sırada çıkan Painted Bird’e on beş dakika dayanabilmişti. Bu konsere dair ilginç olan detay, organizasyona Pepsi’nin sponsor olmasıydı. Davulun arkasında dev Pepsi logosu yerleştirilmişti. Asansör grubu ise performansı esnasında ellerinde Pepsi poşeti içerisinde içecekler dolaştırıyordu.
Avcılar Tayfası gazetede (2)
Birkaç hafta önceki Taksim röportajının ardından Avcılar Tayfası’ndan heavy metal dinleyicileri bir kere daha gazetede fotoğrafla yer aldılar. Yazıda ise İstanbul’un farklı çevrelerinden isimlerle soru-cevaplar var. Gazetenin cımbızladığı cümlelere göre henüz heavy metal bir hayat tarzı olarak değil, gelip geçici bir heves olarak görülüyor dinleyiciler tarafından. Örneğin yazının şu kısmı biraz üzücü: “Batıda, topluma tepkiler, bu toplumun içinde, ama kurulu düzeni ve ilişkileri reddeden; bu anlamda toplum-dışı ilişkilerin üretildiği ‘alt kültürlerin’ oluşmasına yol açıyor. Oysa, Türkiye’de ‘Avrupalı yaşıtlarına benzemeye çalışan’ gençlerin ‘toplum-dışılıkları’ yalnızca giysilerde. Heavy Metalciliği ‘yaş icabı’ olarak değerlendiren bu gençler ‘büyüdüklerinde’ ailelerinin, toplumun kendilerinden beklediği konumu kabul etmeye hazırlar.’
1. Çapa Rock Festivali
17 Nisan ile 1 Mayıs arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri tarafından Çapa kampüsünde bir rock festivali düzenlendi. Etkinlik için dönemin metalci çizerleri Metin Demirhan ve Oytun İdil birer poster hazırladılar ancak bu posterler üzerinde grup, program ve mekan bilgileri bulunmamaktaydı. Festivalin bir başka posterine Boom Müzik dergisinin konser afişlerini derlediği bir sayfasında rastlamak mümkün oldu. Buna göre program şöyleydi: 17 Nisan’da Kwashi ve Hush, 18 Nisan’da Poseidon ve Akbaba, 20 Nisan’da Atmosfer ve Airmail, 24 Nisan’da Lords, 25 Nisan’da Monoton ve Inhibitörs, 27 Nisan’da Lotus. Her biri 16:30 saatinde başlayan konserler Çapa Tıp Fakültesi 14 Mart Amfisi’nde gerçekleşti.
Devil konseri
RC Cola’nın sponsor olduğu etkinliğin afişinde konser “muhteşem dönüş” başlığı ile takdim edildi. Yapılacak olan gösteriyi “süper tiatral rock konseri” ve “45 kişilik dev kadro” ifadeleriyle tanımladılar. Alınan her bilete, gitar kazanmak üzere çekiliş hakkı verileceği duyuruldu. Gün geldi ve konser mekanı olan Yenikapı Hürriyet Gösteri Merkezi’nde sahne büyük bir prodüksiyonla birlikte kuruldu ancak grup sahneye çıktığında büyük bir şaşkınlık içindeydi, çünkü salonun sadece beşte biri doluydu. Konserden önce çekilişi kazanan dört kişiye gitarları verildi. Sıra Devil’in performansına geldiğinde, konser beş dakikalık bir intro ile başladı. Elinde orağı ile bir Azrail sahnede dolaşıyordu. Sislerin içinden Sabahattin Taşdöğen çıktı ve ilk olarak “Doğuş” adlı şarkıyı söylemeye başladı. Sonrasında “Kehanet” ve “Beyaz Güvercin” çalındı ancak teknik sorunlar mevcuttu, vokal pek duyulmuyordu. Bir seyircinin seslenmesiyle düzeltilen bu problemin ardından “Blues”, “Üç Arkadaş”, “Mehtap Işığı”, “Sakın Ağlama”, “Rock’n Roll” ve “Özgürlük Şarkısı”, çalınan parçaların bir kısmıydı. Şarkıların yanı sıra sahnede kalabalık bir ekip tarafından teatral gösteriler de Devil’e eşlik ediyordu. Fakat seyircinin az olması sebebiyle moraller bozuktu, maddi zarar büyüktü. Bu konserin biletleri beş Laneth parasına, yani yirmi beş bin liraya satıldı. Bilet fiyatları pahalı gelmiş olabilirdi. Bir başka neden, aynı güne, 9 Kasım’a duyurulan bir başka rock etkinliğiydi.
İlgili olaylar:
Ian Gillan konseri
Deep Purple grubunun en ünlü vokalisti Ian Gillan 30 Ocak 1992 tarihinde Lütfi Kırdar Spor Salonu’nda bir konser verdi. Lütfi Kırdar Spor Salonu aslında 80’li yılların meşhur Spor ve Sergi Sarayı’nın yeni ismiydi. 1988’de ismi değiştirilen mekanda 30 Ocak akşamı sahneye ilk olarak Asım Can Gündüz çıktı. Onun için bu konserin anlamı farklıydı çünkü 80’li yıllarda aynı yerde ses getiren konserleri olmuştu. Asım Can Gündüz enerjik performansıyla seyirciyi Ian Gillan’a hazırladı. Sıra İngiliz müzisyenin grubuna geldiğinde yaklaşık beş bin kişi konserin bir noktasında “Smoke on the Water” söylemek için hazırda bekledi. Yeni çıkardığı “Toolbox” albümünün turnesinde olan Ian Gillan, sahneye stroboskop efektiyle çıktı. Yeni albümden “Dancing Nylon Shirts” ve “Don’t Hold Me Back” gibi şarkılar çalınırken Deep Purple klasikleri “Black Night” ve “Smoke on the Water” seyircinin en çok eşlik ettiği anlara sahne oldu.
Non Serviam 2. Sayı
Non Serviam’ın ikinci sayısı ilkinden iki ay sonra çıktı, bu da derginin periyodu Laneth’in aksine iki aylık demekti. Çağlan Tekil’in yanında Laneth döneminden birçok yazar geri geldi. Yerli gruplardan Deimos ile röportaj yapıldı, Türkiye’den grupların yurtdışı ile ilişkileri incelendi, Nightfall öncesi çıkan Pagan’ın performansı değerlendirildi.
İlgili olaylar:
Dr. Skull konseri
Mart ayının son gününde Dr. Skull, kendileriyle özdeşleşen Hacettepe Üniversitesi M Salonu’nda 13:30 ve 16:30’da başlamak üzere iki tane konser verdi. Üç bin liradan satılan biletler üniversitenin öğrenci kafeteryaları haricinde Tunalı Pasajı’ndaki Frekans ve Pause Music Center ile Yüksel Caddesi’ndeki İMGE Kitabevi’nden satın alınabiliyordu. Konser için grup fotoğrafı içeren “ciddi” konser afişinin yanı sıra, Aptülkadir Elçioğlu grubun maskotu Vehbi’nin başrolde olduğu alternatif bir çizgi poster hazırladı. Elindeki balyoz ile bir duvarı yıkan Vehbi’nin etrafındaki tuğlalarda grubun şarkısı “Rock the School, Roll the Teacher” yazısının dışında “No Nazis”, “Magandas raus” gibi ifadeler de yer aldı.
Hey dergisinde münazara
Hey dergisi 21 Ocak 1985 tarihli sayısında Egzotik Band, Clips, Denge, Whisky, Devil, Kramp ve Typo gruplarını Erkin Koray ile buluşturdu, bir araya gelen müzisyenler Türkiye’de rock müziğini tartıştılar. “Türk Rock’ı neşter altında” başlığıyla verilen tartışmada Erkin Koray, mevcut rock gruplarından memnuniyetini dile getirdi, çalışmalarını takdir etti. Ancak grupların arasında kopukluk olduğu yönünde bir eleştiri sundu ve buna çözüm olarak eski birkaç grup dışındaki grupların Egzotik Band, Devil gibi gruplarla diyaloga girmesini önerdi. Konser salonlarının dolması için “halkın anlayabileceği türden şarkılara ağırlık verilmeli” önerisinde bulundu, diğer bir deyişle alttan alta “Türkçe söyleyin” mesajı verdi. Erkin Koray’ın ardından Egzotik Band adına Halil Bal söz aldı, özgün bir tını yakalamak konusunda “Avrupa ve Amerika’daki grupları taklit edelim, onlara benzeyelim ama kendimizden de bir şeyler verelim” dedi. Kamil Özaydın ise rock ortamının gelişimi için ferdi gerçekleştirilen konserler yerine ortak festivaller düzenlemeyi işaret etti. Clips adına konuşan Derya Bozkurt ve Emre Tukur müzikte gürültüyü amaçlamadıklarını, akustik açıdan belirli bir düzeyi tutturabilmek için iyi ekipmanlar gerektiğini söylediler ve birlik vurgusu yaptılar. Erkin Koray ile yeni tanışan diğer grupların aksine 1984 yılı boyunca birlikte konser konser gezen Denge’den Adnan Dilek ise Erkin Koray’ın anlaşılırlık yorumuna katkıda bulunarak “Yani sırası geldiğinde herhangi bir şarkıyı annelerimiz, babalarımız da dinleyebilsin” temennisini paylaştı . İstedikleri müziği yapmadan önce kamuoyu oluşturmak gibi bir stratejiden bahsetti. Son olarak Devil adına menajer Gülhan Öktem ve vokalist Sabahattin Taşdöğen söz aldı. Türkiye’deki müziğin Türkçe yapılması gerektiğini üstüne basa basa dile getirdiler, İngilizce’ye yönelenleri “Yani bu arkadaşlarımız öncelikle Türkçe şarkı söylemeyi öğrenmeliler” diyerek eleştirdiler. Ekipmanın önemine değinmenin yanında yeni grupların konser çabalarına girmek yerine diğer gruplardan yardım istemesi gerektiğini savundular ve yardım etmeye açık olduklarını ifade ettiler. Hey dergisinin bir sayfalık haberinde henüz yeni bir grup olan Kramp’ın sözlerine yer verilmedi. Kramp ve Erkin Koray bu buluşmada tanışmış oldular, bu tanışıklık ileriki tarihlerde Büyükçekmece ve Avcılar’da birlikte konser vermelerini, daha sonra 1986 yazında ise karavanla güney sahillerinde turneye çıkmalarını sağladı.
Whisky ve Epsilon Konseri
Tepebaşı Gazinosu’nda gerçekleşen konserin organizasyonunu Whisky üstlenirken, ses tesisatını Devil grubu sağlamıştı. Seyirciler arasında Devil ve Grup Leopar üyeleri ile Asım Can Gündüz de vardı. Epsilon grubu sahneye Erhan Şakar, Ayhan Odabaş, Onur Toparlak, Erkan Yamak ve Murat Yıldırım’dan oluşan kadrosuyla çıktı. “Yalan”, “Arabesk Rock”, “Ben Ölünce”, “Bir Dağın Zirvesi” ve “Havalı Nejat” adlı şarkılarını çalan grup, Hey dergisine göre rock müzik yaptığı son konserini veriyordu. Gerekçe ise “rock müziğin Türkiye’deki çarpık gelişiminin yanı sıra seyirci kitlesinin de dejenere oluşu” idi. Diğer taraftan Whisky artık yavaş yavaş seyirci tarafından da bilinmeye başlayan klasik şarkılarını söyledi. Davulda Kamil Özaydın, basta Ümit Altın ve gitar ile vokalde Serdar Çokuslu kadrosuyla sahne alan grup, “Bak Biz Genciz”, “Bırak Gitsin”, “Fukara”, “Bok Kokuyor”, “Rüşvet”, “Lütfen”, “Rock’n’Roll’u Bir Dinle”, “Babaanne”, “Kızlar”, “Suratsız Neşe” ve “Haydi Rock’n’Roll” adlı şarkıları seyircilere çaldı.