Çağlan Tekil
Laneth 4. Sayı
Laneth’in 4’üncü sayısı ilk 3 sayıdan farklı bir şekilde basıldı, bu nedenle boyutu daha küçüktü. Belki de ofset baskıya bu sayıda geçildi, bunun ipucusu önsöz sayfasında Çağlan Tekil tarafından veriliyor. Bu sayıda Türkiye’den isimlere fazla yer verilmemişti. Metalium’dan Gündüz Hakan Savaşer konuk yazar olarak görülüyor, dönemin bilgisayar dergilerine heavy metal katmasıyla meşhur Murat Adanç röportajı dikkat çekiyor. Bunun dışında haberler ve Krosun Siyah Tokmağı’nda birtakım detaylar bulabilirsiniz.
Laneth 7. Sayı
Laneth’in 7’nci sayısında kapak grubu Rumble Militia idi. Darkphase ve Asım Can Gündüz röportajları, Spinners’ın demosu, ODTÜ’de Anti-Uyuşturucu Rock Konseri etkinliği, PK27’de İzmir’in tanıdık metalik simalarından Özgür Ölütoprağı’nın mektubu ve “Günde 10 saat çalışmakla ünlü olunmaz!” başlıklı tartışma yazısı içerikte dikkati çekmekte.
Fanzinciler Cumhuriyet gazetesinde
Cumhuriyet gazetesinde Orkun Uçar imzalı, fanzincilerle yapılan tam sayfa bir röportaj yayınlandı. O sıralar Mega Metal’de yazı işleri müdürü olan Orkun Uçar, Türkiye’de fanzinlerin, gençlerin aradıklarını ana akım yayınlarda bulamadığı için aldıkları bir inisiyatif olduğunu vurguluyordu. Fanzinlerin neden ve nereden çıktığına büyükçe bir yer ayırdıktan sonra sırayla Metin Demirhan, Çağlan Tekil ve Esat Cavit Başak’ın sözlerine yer verdi. Örneğin Metin Demirhan, Mega Metal fanzininin fikir olarak ilk çıkışından iki yıl öncesine kadar dayandığından, ilk olarak Aptülkadir Elçioğlu’nun yaptığı gibi Gırgır dergisindeki köşesinde Mega Metal’i bir sütun olarak başlattığından bahsetti. Esat Cavit Başak ise Mondo Trasho özelinde fanzinlerin alt kültür meselesiyle ilgili şunları söyledi:
“Bu dergiler hakkında konuşurken, underground konseptinin ne olduğunu ortaya koymak lazım. Bu bir alt kültür, ancak var olan kültürle olan bağı alt olmak anlamında değil. Çünkü toplumun kültür seviyesi yüksek olan bir kesimiyle bağlantılı bir alt kültür.”
Röportajın değindiği bir diğer konu ise hangi derginin neye ne kadar yer verdiği ile ilgiliydi. Örneğin Laneth başta olmak üzere çoğunluğun Whitesnake, Pink Floyd, Rush, Def Leppard gibi halihazırda ana akım medyada görülebilen grupları yayınlamadığı belirtildi. Bunlara istisnalar ise şöyleydi: Mega Metal daha esnek bir tutumda olup beğendiği grupları yazıyordu, Abzoort sadece Türk rock gruplarını tanıtıyordu, Rock Dünyası 80’lerdeki Stüdyo İmge dergisinin yolundan gidip metal yerine klasik rock gruplarına yer veriyordu. Regorge ise en bir yer altı tutumda olan dergi olarak tanıtılıyordu çünkü heavy metal kitlesinin bile zorlukla tanıyacağı gruplardan bahsediyor, nerdcore, crossover, noise gibi müzik tarzlarını konuşuyordu.
Laneth 10. Sayı
Laneth’in 10 numaralı sayısında Thapsus ve Asım Can Gündüz röportajı bulunuyor. Demoland’de Pentagram’dan Live at the Trail, konser sayfasında Dead Mosh, Crematorium ve Necromancy konseri var. P.K. 27 adlı mektup köşesinde ise tanıdık isimler Güray Topaç ve Emre Şahin’den mektuplar mevcut.
Non Serviam 1. Sayı
Çağlan Tekil’in 1996-1997’deki askerlik dönüşü sonrası Rotting Christ konserini düzenledikten sonra giriştiği yeni dergi projesiydi Non Serviam. İlk sayıyı neredeyse tek başına çıkardı, ona en çok Güzin adlı arkadaşı yardım etti. İçeride ayrıca Ufuk Önen ve Özlem Kumrular’ın da imzaları bulunmakta. Çok okunaklı değil ama son sayfalardaki “Neden Laneth Diil?” başlıklı yazı 80’lerin sonlarından Laneth’in kuruluşuna kadar geçen süreyi çok güzel aydınlatıyor. Non Serviam ikinci sayısıyla birlikte kalabalıklaştı ve Laneth ile kesişim kümesi bulunan bir ekiple 26 sayı kadar sürdü.
Non Serviam 2. Sayı
Non Serviam’ın ikinci sayısı ilkinden iki ay sonra çıktı, bu da derginin periyodu Laneth’in aksine iki aylık demekti. Çağlan Tekil’in yanında Laneth döneminden birçok yazar geri geldi. Yerli gruplardan Deimos ile röportaj yapıldı, Türkiye’den grupların yurtdışı ile ilişkileri incelendi, Nightfall öncesi çıkan Pagan’ın performansı değerlendirildi.